Lisbeth Salander(d. 30 Nisan 1978) İsveçli yazar ve gazeteci Stieg Larsson tarafından oluşturulmuş bir karakterdir. Yazarın edebiyat ödüllü üçlemesi olan Milenyum üçlemesi'nin kadın kahramanıdır. İlk görüldüğü kitap Ejderha Dövmeli Kız kitabıdır. Ayrıca üçlemenin diğer kitapları olan Ateşle Oynayan Kız ve Arı Kovanına Çomak Sokan Kız'da da görülmüştür.
Lisbeth'in serideki ilk görünüşü, uçuk kaçık, anoreksik, erkek gibi kısa saçlı, burnunda ve kaşında pirsing, boynunda da yaklaşık bir inç boyunda bir yabanarısı dövmesi olan, biri sol ayak bileğini ve bir diğeri de sol kol pazısını saran dövme halkalarına sahip bir kızdır. Ayrıca neredeyse tüm sırtını kaplayan devasa büyüklükte bir ejderha dövmesi de vardır. Son derece içedönük, asosyal, insanlarla iletişim kurmaktan veya arkadaş olmaktan hoşlanmayan bir karakterdir.
Lisbeth Salander, eski bir GRU ajanı olan ve sonradan İsveç'e iltica eden alkolik ve kadın düşmanı sayılabilecek davranışlar sergileyen bir babanın çocuğu olması nedeniyle çocukluğundan itibaren pek çok sıkıntı çekmiş bir karakterdir. Babası olan Zalachenko, annesiyle evli değildir. Nadiren ve genellikle alkollü olarak eve gelen babası, annesine şiddet uygulamaktadır. Lisbeth, buna seyirci kalmaz ve sık sık babasına saldırır ve hatta bir keresinde bıçaklar. Zalachenko eve son gelişinde annesini çok ağır bir şekilde darp etmiştir. Okuldan gelen Lisbeth, annesini yerde baygın görünce içini benzinle doldurduğu bir kutuyu babasının üstüne döker ve bir kibrit çakarak onu ateşe verir. Zalachenko, SÄPO adına çalışan bir ajan olduğundan İsveç için "önemli" ve riske atılamayacak biridir. Bu nedenle şimdiye kadar yaptığı tüm suçları görmezden gelen devlet, Agneta'yı kafasına vurduğu ağır darbe nedeniyle hastanede bakıma muhtaç bir halde yaşamaya mecbur bırakan Zala'nın yaptıklarını yine hasıraltı edecek ve bu olaydan sonra cezalandırılan tek kişi küçük Lisbeth olacaktır. Olaydan sonra Lisbeth, haksız yere akıl hastanesine kapatılır ve gayr-i mümeyyiz ilan edilir. Sahte raporlarla topluma zararlı, sado-mazoşist, obsesif, paranoid, şizofrenik ve egomanyak bir psikopat olarak damgalanan Lisbeth'e hastane çıkışında vasi atanmıştır. İkinci vasisi, Lisbeth'in durumundan faydalanmak ister ve onu sadist seks fantezilerini tatmin edebilecek bir araç olarak görerek tecavüz eder. Ancak Lisbeth'in aslında hastane raporlarında belirtildiği gibi düşük zekaya sahip sorunlu biri olmadığını kısa bir süre sonra anlayacaktır. Lisbeth ondan tüm hayatı boyunca unutamayacağı bir intikam almıştır ve görünürde Lisbeth'in vasisi olsa da aslında kendisi onun vasisi durumuna düşmüştür. Lisbeth, çok keskin bir zekaya, müthiş bir görsel hafızaya sahip ve dünyanın en önde gelen hackerlarındandır. Babasına düşmandır, biseksüeldir. Kendisine yapılan kötülüğü affetmez, kincidir. İntikam uğruna yapmayacağı şey olmayan bir karakterdir. Feministtir. Kısaca "kadınlardan nefret eden erkeklerden nefret eden bir kadın" diye tanımlanabilir.
İsveç yapımı üçleme filmde, Lisbeth'i Noomi Rapace, genç Lisbeth'i ise Tehilla Blad canlandırmıştır. Noomi Rapace bu rolü ile Avrupa Film Ödülleri'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü almıştır.1 Amerikan yapımı filmde ise Lisbeth'i Rooney Mara canlandırmıştır.
Orijinal kaynak: lisbeth salander. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page